Yepyeni bir gün ve yepyeni bir konu başlığı ile karşınızdayım. Bir önceki yazımda bu konu üzerinde duracağım ayrı bir yazı paylaşacağımı belirtmiştim. Sözümü tuttum ve karşınızdayım.
Konunun detayına ve uygulama yöntemlerine girmeden önce, size bir sorum olacak. Daha önce hiçbir şeyi çok istediğinizde o şeyin hayatınızda gerçekleştiği oldu mu?, ya da çok korktuğunuz bir şey bir süre sonra başınıza geldi mi? Cevaplar evet ise size bir haberim var. Belki inanması güç geliyor ama evren aslında bizim istediğimiz şeyleri gerçekleştirmek üzerine kurulu bir enerji çeperi. Yani bunu aslında biz kendimiz bilişsel olarak yapıyoruz. Biz de evrenin enerjisinin bir parçasıyız. O yüzden de kendi istediğimiz şeyleri gerçekleştirme yetimiz var. Elbette ki kastım mantık düzeyinde. Gidip kendinize bir anda sihirli güçler bahşedeceğinizi söylemiyorum. Ama biri de bana evren istediklerimizi gerçekleştirmek üzerine kurulu dese aklıma ilk gelecek cümle, o yüzden mi sokakta bu kadar aç insan var diye sorardım. İşte burada artık geçmişten, atalarımızdan gelen yetersizlik, başarısızlık, parasızlık, açlık gibi korkulara dayanan kodlamalar devreye giriyor. Evet yine söylüyorum evren istediğimiz şeyleri gerçekleştirmek üzerine kurulu ama gerçekten sizin neyi isteyip istemediğinizi bilmiyor. Korkularımız çoğu zaman istediğimiz şeylerden daha fazla yer ediyor zihnimizde. İşte bu zihnimizde yer eden korkulara dayalı olumsuz cümle kalıplarını da alıyor evren. Onları adeta birer istekmiş gibi yorumluyor. Hele geçmişten, aile köklerimizden gelen yerleşmiş korkular varsa, o blokajları kaldırmadan kolay kolay olumsuzluklardan kurtulamıyoruz. Açıkçası aile köklerimden gelen bir çok korkunun bilincindeydim ancak yine de temelde mevzunun kendi zihnimizde olduğunu düşündüğüm için meselenin içsel dünyamızda çözüleceğine inanıyorum. Anksiyete ve stres ile alakalı yazımda genel olarak korkularımız konusunda kendimizi nasıl rahatlatacağımızı anlattığım için tekrar bu konuya değinmek istemiyorum. Okumayan arkadaşlara tavsiyem bir önceki yazıma da göz atmaları olacak.
Kafamızdan geçen düşünceler, korkular gerçek olabildiğine göre demek ki düşüncelerimizin de bir enerjisi var. Peki biz bu düşünceleri doğru niyet ve olumlama çalışmaları ile nasıl yönlendirebiliriz?
Öncelikle niyet ve olumlama birbirinden oldukça farklı iki şey. Niyet etmek tamamen bizim kendi enerjimiz ile evrenin enerjisinin birlikte hareket etmesine dayanır. Yani evrenle bizim aramızdadır. Biraz daha mistik tarafı vardır. Fakat olumlamalar bizi ettiğimiz ya da edeceğimiz niyete hazırlar. Olumlamalar tamamen biz ve bilinçaltımız ile alakalıdır. Beyni yönlendirme, ona komut verme durumu söz konusudur. O yüzden belli kalıplara uymak gerekir.
Niyet dediğimiz şey, yaşadığımız içsel sürecin sonucunda kalpten gelen ve haykırmak istediğimiz isteklerimizdir. Niyet etmek ne kadar bir şeyi istemek üzerine kurulu olsa da istemek tabiri o kadar da güçlü bir tabir değildir. O yüzden ‘’niyet ediyorum’’ tabirini kullanırız. Niyet kalpten gelir, saftır, iç dünyamızın yansımasını oluşturur. İstekler ise kirlenmiştir, çoğu zaman arzu ve hırsa bulanmışlardır. Madem bir şeyi kalpten istemek gerçekten önemli o zaman daha çok niyet etmeye çalışalım.
Olumlamaları da beynimize gönderdiğimiz bir takım komutlar olarak düşündüğümüz için, öncelikle bunu bilinçaltımızın anlayacağı şekilde uygulamamız gerekmekte. Öncelikle olumlamalarla ilgili bilmeniz gereken 3 husus var. İlki olumlama cümlesi oluşturmak istiyorsanız olumsuz kelimelerden kaçınmanız çok önemli, adı üstünde olumlama yapıyoruz 🙂 Aksi halde bunu zihin çok daha farklı algılar, bu olumsuz tabirlerin iyi bir şey olduğunu düşünür. İkincisi olumlama cümleleriniz şimdiki zaman kipi ile kurulmalı. Çünkü zihin sadece andadır, geçmiş ya da gelecek gibi bir algısı yoktur. Onun için her şey şuanda var olur. Ve sonuncusu da olumlamalar, niyetlerden farklı olarak gün içerisinde sürekli tekrar gerektirir. Unutmayın niyetler evrene sunduğunuz dilekler olduğu için, kalpten geldiği sürece 1 defa söylemeniz bile yeterli olacaktır. Hatta size tavsiyem niyet ederken iki elinizi de göğüs boşluğuna koyun. Olumlamalar ise beyne iletilen komutlar olduğu için, zihnin bunları benimsemesi zaman alacaktır. Yani kısacası atalarımızın da dediği gibi bir şeyi 40 defa söylerseniz gerçek olur.
Hepsini bir örnekle açıklarsak;
Sağlığımızla alakalı güzel bir niyet çalışması yapalım.
-Bedenimi ve beden ruh ile zihin sağlığımı koruyan tüm organlarımın sevgim ile sağlık içinde olmasına, her birinin uyum ve bir denge içinde çalışmasına niyet ediyorum.
Olumlama olarak da,
-Bedenimi seviyorum.
-Tüm organlarım uyum içinde sağlıkla çalışıyor.
-İçinde sevgi, şefkat güç barındıran tüm organlarımı seviyorum. (Bunu dilerseniz spesifik olarak tek tek tüm organlarınız ya da şifalanmasına ihtiyaç duyduğunuz bir organınız için kullanabilirsiniz.)
Bu kalıplardan birini seçip gün boyunca üzerinde çalışabilirsiniz.
Umarım faydalı bir çalışma olmuştur.
Sevgi ve ışık ile kalın..